Kişisel Bilgi Yönetimi Bülten 4 - Derinlemesine Obsidian İncelemesi
İnsan bir konuya uzun süre odaklanıp sonra bunu birileri ile paylaşmaya karar verince öncelikle ne amaçladığını, neler yaptığını, neden yapmaya çalıştığını açıklama ihtiyacı duyuyor; muhtemelen yoğun emeğin doğru anlaşılmasıyla ilgili kişisel bir hassasiyet.
Peki bu ihtiyaç sonucu oluşan çaba anlamlı bir anlatıya dönüşüyor mu? Bu sorunun yanıtını merak ediyorum; yani benim bu konuyu anlamak için attığım adımları dinlemek okuyucuya benzer bir deneyim yaşatıyor mu? Emin değilim. Ama öyle olduğunu varsayarak ilerlemeyi tercih ediyorum; umarım bu içeriğinin okuyucusuna faydası dokunuyordur.
Bu ay kişisel bilgi yolculuğumda en çok kullandığım iki araçtan biri olan Obsidian'a bugüne kadar yaptığımızdan biraz daha detaylı açıklamalar içeren bir giriş yapacağız.
Kişisel bilgi yönetimi ile ilgili bundan önceki üç bültende yukarıda bahsettiğim 'açıklama' aşamasını geçtik: Bu konuya odaklanmaya karar verdiğim son birkaç senede yaptığım araştırmalar, vardığım sonuçlar, oluşturduğum görüşler, verdiğim ve hatta önce verip sonra vazgeçtiğim kararlar; hepsi birer deneyime dönüşüp kişisel bilgi yönetimi çabamdaki yerini aldı. İlk üç bültende bunları özetlemeye çalıştım.
Bu noktadan sonra ihtiyacın nerede olduğuna bağlı olarak daha odaklı ilerleyebiliriz. Örneğin teknik konulara daha derinlemesine girebiliriz. Yani araçlar, yöntem ve yaklaşımlara daha derinlemesine odaklanabiliriz. Gelen yorum ve sorulardan şu aşamada en çok merak edilenin kişisel bilgi yönetiminin felsefesinden çok teknik boyutları olduğunu anlıyorum.
Araç ve amacın uyumu
Tekrarlıyor olma riskini de göze alarak şunu vurgulamak istiyorum: Araç seçimi için 'amacın doğru tarifi' çok önemli. Yani "kitap yazacağım" diyorsanız ve yaratıcılığınızı destekleyen bir araca ihtiyacınız varsa çözümünüz Obsidian iken "gündelik akış sırasında geliştirdiğim düşünceleri kayıt altına alıp işim için kullanmak istiyorum" diyorsanız Logseq (ya da Roam Research) daha uygun olur.
Aslında teknik açıdan bakarsak aslında hemen her yazılımın bundan sadece birkaç sene öncesine kıyasla son derece ileri özellikler sunduğunu belirtmeliyim; artık tüm çözümler gayet iyi. Yani aslında hangisini tercih ederseniz edin büyük bir hata yapamazsınız; rahat olun. Sadece bazı araçlar bazı amaçlara biraz daha uygun, diğer amaçlar için bir miktar fazla emek gerekiyor. Bu aşamada yapılabilecek tek hata, sürekli daha iyi aracı arayarak sonu olmayan bir arayışta kalmak olur. Atılabilecek en doğru adım ise temel amacınızı belirleyip buna uygun bir araç seçmek ve onunla kararlı biçimde ilerlemek.
Kendi deneyimlerimden yola çıkarak şöyle bir yönlendirme yapabilirim: Eğer temel amaç:
- Daha çok yazmak ise - Obsidian
- Güncelik bilgi akışını daha etkili koordine etmekse - Logseq (ya da Roam Research)
- Daha çok tablolarla özetlenebilen veri setlerini kolayca koordine eden, birbirleriyle etkileşim içinde çalışan sistemler kurmak ise - Notion (ya da Coda)
sizin için daha uygun olur.
Bu anlamda bu bülten özelinde bana en çok soru gelen yazılım olan Obsidian'a biraz daha derin girerek bu yazılımı yeni kullanmaya başlayanların adaptasyon süresini biraz kolaylaştırmak, tecrübeli kullanıcılara ise basit ama yararlı hatırlatmalar yapmak istiyorum.
Yazmak için yaratıcı bir araç: Obsidian
Yazmayı sevenlerin en zorlandığı nokta ilk satırları yazmaktır derler. Gerçekten de beyaz bir ekrana bakmak olarak tarif edilen o sıkıntılı anların durağanlığını kırıp ilk satırlar bir kere akmaya başladığında her şey bir anda kolaylaşır. İşte Obsidian bu anlamda en büyük yardımcınız olabilecek bir araç.
Beyaz ekran sendromu
Bu tabir yazmak için önüne oturduğunuz boş ekrana bakıp da nereden başlayacağınızı bilemediğiniz durumu tarif ediyor. Aklınızda bir sürü fikir, mesaj, senaryo, hikaye, kahraman var ama bir türlü anlamlı bir akış oluşturamıyor, yazmaya başlayamıyorsunuz.
İlişkilendirebildiğiniz ve ilişkileri bazında yer aldıkları bir grafikte görüntüleyebildiğiniz notlar sayesinde Obsidian size bu anlamda en yardımcı olacak araçlardan biri: Üzerine düşündüğünüz boyut ne ise onu geniş bir bağlam içinde görmek başlangıç aşamasındaki sıkışmaları azaltıyor, düşüncelerin bir an önce kelimelere dönüşmesini sağlıyor.
Peki nasıl oluyor da bu etkiyi yaratıyor Obsidian? Bunu soruya yanıt vermek için Obsidian'ı tarif etmeye çalışalım:
Öncelikle (lokal dosyalar yarattığı için) çok hızlı çalışan bir not alma aracı. Bekleme yok, gecikme yok. Hızın bu kadar kritik bir metrik olacağını düşünmeyebilirsiniz ama öyle; bir notu yaratmanız ve onu ilgili diğer kavramlarla bağlamanız saniyeler içinde gerçekleşebiliyor.
İkinci olarak grafiksel bir veritabanına sahip olması yarattığınız her notu bir haritada görüntülemenizi sağlıyor. Bu görsellik notların ve aralarındaki ilişkilerin algılanması açısından büyük bir avantaj olduğu kadar heyecan verici bir estetik unsur; düşünceleri bütünlüğü olan bir gezegen gibi görmek keyifli.
Eğer çok notunuz varsa grafik bu haliye fazla kalabalık görünüyor, dolayısıyla bu dev görsele bakarak analiz yapmak zor. Buna çözüm olarak grafiği sadece istediğiniz kriterlere indirgeyebilirsiniz. Örneğin aşağıdaki görselde sadece #proje etiketi taşıyan notları görüyorsunuz. Bunu yapmak için de grafiğin ayarları üzerindeki arama kutusuna #proje yazmanız yeterli.
Yine aynı görselde görebileceğiniz gibi grafiğin birçok diğer boyutunu da özelleştirebiliyoruz: Etiketleri, notlara eklediğiniz dosyaları ya da henüz sadece ismen yaratmış olup içini doldurmamış olduğunuz notları grafikte göstermemeyi tercih edebilirsiniz. Bu ve yapabileceğiniz birçok ince ayar sayesinde grafiğiniz daha sade ama o an yapmak istediğiniz işe çok daha odaklı bir içeriğe dönüşecek.
Temel (yerleşik) Özellikler
Yeni bir yazılım olmasına rağmen Obsidian'ın temel özellik seti son derece geniş: Not yazdığınız editörün nasıl görüneceğinden, dosyaları nasıl görüntüleyeceğine, programın genel görünüşüne, kısa yollar atadığınız tuşlara varana kadar hemen her boyutu özelleştirebiliyorsunuz.
Temel eklentiler (Core Plugins) olarak tabir edilen yazılımın yerleşik seçenekleri aşağıdaki gibi bir çok boyutu özelleştirmenizi sağlıyor:
- notlardaki bağlantılar (backlink)
- kumanda paletine sabitlediğiniz fonksiyonlar
- günlük notların nasıl görünmesini istediğiniz
- dosya kurtarma seçenekleri
- notların ön-görüntülemesi
- fonksiyonlar arasında hızlı geçişler
- senkronizasyon
- mastar dosyalar (templates)
Eklentiler
Topluluk tarafından geliştirilen diğer eklentiler (community plugins) ise Obsidian'ın diğer bir güçlü boyutu. Onlarca yazılım geliştiricisinin şu anda 659 adet farklı fonksiyonu olan eklentisi var. Bunlar arasında kompleks tablolar yapmaya, grafikler çizmeye, veritabanınızda kompleks sorgular yaparak sonuçları sergilemenizi (örn: Bir yazara ait tüm kitaplar hakkında aldığınız notları özel bir tabloda göstermenizi) sağlamaya, notlara verdiğiniz etiketleri düzenlemenizi sağlamaya varan geniş bir yelpazede eklenti bulabilirsiniz. İleride bunlar arasından en çok kullandıklarım hakkında bilgi vereceğim.
Temel Arayüz: Üç Kolonlu Tasarım
Obsidian'ın arayüzü hepsi isteğinize göre özelleştirilebilen üç temel kolondan oluşuyor:
Sol kolon temel olarak bir navigasyon alanı. Notlarınızı, (yarattıysanız) klasörlerinizi, favoriye eklediğiniz notları görmenizi, bunları istediğiniz kritere göre sıralamanızı sağlayan bir alan. Aynı zamanda en solda temel bazı (örn: grafik görüntüsü, günlük not vs) fonksiyonları kısayol olarak eklemenizi sağlayan bir de dar bant var.
Orta kolon ise notlarımız için ayrılmış bölge, yani asıl oyun alanımız. En son sürümüyle kullanıyorsanız bu alanda notlarınızı yan yana sekmeler halinde (yukarıdaki görsel) ya da birer defter sayfasını andıracak şekilde (stack tabs diye ifade edilen) en üstte aktif notun olduğu, altında ise diğer notların isimleri görünecek şekilde dikey olarak durduğunu görebilir, adeta masanızda üst üste yığdığınız birçok sayfa ile çalışıyor gibi hissedebilirsiniz.
Sağ kolon isterseniz açıp isterseniz daha sade bir görünüm için kapatabileceğiniz ve tamamen özelleştirebildiğiniz bir alan. Obsidian tasarımcıları bu alanı daha çok etiketler, döküman ana-hattı (outline), not grafikleri ve takvim gibi pratik bilgilerin görüntülenmesi için tasarlamışlar. Bu öğeleri istediğiniz şekilde yukarı, aşağı, birbirinin yanına taşıyabilir, büyütüp küçültebilirsiniz.
Bu genel özelliklerden ötesini video olmadan anlatmak kolay değil. Dolayısıyla sadece Obsidian'a yönelik olarak hazırladığım ve not yaratma ve ilişkilendirme pratiklerini canlı olarak görebileceğiniz kısa videoları ayrı bir oynatma listesine koydum, aşağıda ekliyorum:
Obsidian Videoları Oynatma Listesi
Bu listede temel olarak not yaratma, bağlantılama ve örnek kullanım amaçları üzerinden pratik örnekler bulacaksınız.
Teknik Destek ve topluluk ruhu
Bugüne kadar Obsidian kadar ateşli bir yazılım topluluğuna rastlamadım desem doğru olur. Eğer yeni iseniz öncelikle Obsidian Foruma bakmanızı tavsiye ederim. Üç yıla yakın süredir takip ettiğim bu forumda her türlü sorunuza yanıt bulabilir ya da sadece neler konuşuluyor diye takip edebilirsiniz. Obsidian hala beta (deneme) sürümü aşamasında olduğu için 65bin kişiden oluşan bu destekçi ordusunun yazılımı geliştiren ikiliye ne kadar faydalı olduklarını tahmin edebilirsiniz. Hatta siz de bu ekibin bir parçası (yani forumun aktif katılımcısı) olabilir ve ayda birkaç defa güncellenen yazılımdaki hataları bulmak ve geri bildirim vermek isteyebilirsiniz. Hiç bir finansal karşılığı olmasa da sizin tespit ettiğiniz bir hatanın düzeltilmesinin verdiği keyfi tarif etmek zor.
Eğer Obsidian hakkında daha hızlı gelişen diyalogları takip etmeye enerjiniz varsa ve biraz da teknik tarafı güçlü kullanıcılardansanız aynı zamanda Obsidian'ın Discord Kanalını da takip edebilirsiniz. Discord, forumdan daha anlık gelişen sohbetlerin döndüğü ve daha çok yazılımcıların kullandığı bir uygulama. Obsidian kurucusu olan ikili özellikle yeni sürüm duyurularını ve her sürümün içerdiği yenilikleri buradan duyurmayı tercih ediyorlar.
Eklentiler
Obsidian'ın en güçlü taraflarından biri eklentileri. Bunlar yerleşik özelliklere yeni fonksiyonlar katmak için kullanılan mini uygulamalar. Obsidian'ın ana ayar menüsü üzerinden "Community Plugins" sekmesine tıklayarak ulaşabildiğiniz, bu arayüzden özelliklerini görüp işinize yarayıp yaramayacağına karar verebildiğiniz ve yine aynı arayüzden yükleyip aktifleştirebildiğiniz (ya da kaldırıp silebildiğiniz) işlevler.
En çok kullanılan eklenti Advanced Tables isimli bir tablo yaratma aracı; ben çok kullanmıyorum zira bana göre Obsidian daha çok bir düzyazı aracı ama eğer tercih ederseniz hızlı bir şekilde tablo yapma hatta temel aritmetik fonksiyonlar da ekleme şansınız var.
İkinci en sık kullanılan eklenti ise Dataview: Yarattığını notlara verdiğiniz metadataya (nota ait tarifleyici özelliklere) bakarak belli kriterleri sağlayanları otomatik olarak bir tabloda gösteren bir uygulama. Örneğin aşağıda benim kendimce yarattığım Üst Seviye Notlarım, yani diğer notlara bağlantılar verdiğim ve daha çok birer "index" olarak kullandığım notlarımın Dataview tablosunu görebilirsiniz. Ben üst seviye not olarak tariflediğim yeni bir not daha yaratırsam bu yeni not benim başka bir şey yapmama gerek kalmadan otomatik olarak aşağıdaki tabloya eklenecek.
Obsidian'ın eklentilerine ne kadar zaman ayırsam yetmez: 700'e yakın ve hemen hepsi de anlamlı fonksiyonlar sunan özel uygulamalar var. İleri tarihli bültenlerin birini sadece Obsidian eklentilerine ayırmayı düşünüyorum.
Obsidian'da notları kategorize etmek: Metadata kullanımı
Fotoğrafçı olanlarımız metadata kavramına aşina olabilirler. Herhangi bir dijital fotoğrafa ait ve makine tarafından fotoğraf çekildiği an yaratılan temel bilgilere metada adın verilir; mesela fotoğrafın çekildiği tarih ve saat, eğer GPS sensörü varsa lokasyon, kullanılan örtücü hızı ve diyafram değeri gibi teknik verilerin hepsi birer metadata.
Notlar bağlamında da benzer bir durum var: Siz bir not yarattığınızda Obsidian otomatik olarak ona temel veriler kaydetmeye başlıyor: Ne zaman yaratıldı, en son ne zaman değiştirildi vs. Siz de bu verilere kendi değişkenlerinizi ekleyebilirsiniz.
En yaygın metadata etiket yani 'tag' (#). Obsidian etiketlere ciddi önem veriyor ve notlarınıza verdiğiniz etiketleri yan kolonların tercih ettiğiniz yerinde sayıları bazında ya da alfabetik sıra ile sergiliyor. Önemli bir özellik de etiketlerin hiyerarşik yapısı olabiliyor. Örneğin Twitter'da yayınlamak için hazırlayıp yayınladığım içerikleri #içerik/twitter/statü/yayınlanmış olarak etiketlediğim notlarımın sayısını 3 olarak görüyorsunuz. Bu etikete tıklamam halinde bu 3 nota kolaylıkla erişebiliyorum.
Tarih, etiket gibi konular anlamsı açısından göreceli olarak kolay boyutlar. Ancak metadata kavramının bir de 'özel değişkenler' boyutu var ki bu biraz daha zahmetli. Anlamı şu: Biz kullanıcı olarak kendi istediğimiz ve birçok notta kullanmak isteyeceğimiz değişkenler yaratabiliriz. Örneğin: notlarım için 'Tür' olarak bir değişken yaratıp bunun için 'makale', 'özet', 'duygu ve düşünce' diye değerler atayabilirim. Bunun bana faydası şu olur: Binlerce notum olduğunda sadece Türü 'özet' olarak tariflediğim notlarımı kolayca bulabilirim
Bu boyut kullanana kadar insanın değerini pek anlamadığı ama bir defa kullandıktan sonra bir daha vazgeçemediği niteliklerden biri. Bu konuya ilerde daha geniş bir bağlamda dönmeyi umuyorum.
Son Söz
Biraz klişe olacak ama Obsidian'ın yapabilecekleri sadece hayal gücünüzle sınırlı. Kullandıkça tasarım mantığını anladığınız ve kendi ihtiyacınıza göre özelleştirerek yavaş yavaş kişiselleştirebildiğiniz bir not yazma aracı; not alma yerine not yazma tabirini kullanmamdaki neden ise basit: Eğer amacınız çok yazmak, yazdıklarınız üzerinde düşünmek ve onları farklı konularla bağlantılamak ise daha iyi bir araç bulabileceğinizi sanmıyorum.
Bu aylık benden bu kadar ;) Ay ortasında yapmaya gayret edeceğim Twitter Sohbet odası online buluşmaya kadar hoşçakalın.
Selam ve sevgilerimle.
Yalçın Arsan
Ekim 2022
Not: Obsidian eklentileri ile daha detaylı bilgi bulmak için bu yazıya da bakabilirsiniz: Obsidian Eklentileri