Obsidian ile araştırmak ve yazmak
Kişisel Bilgi Yönetimi kavramını hayatıma aldığım günden beri çok şey değişti. Öncelikle daha çok düşünüp yazıyorum. Beklediğim ama çok da umutlu olmadığım bir gelişme idi, hoş bir sürpriz oldu. İkinci büyük değişiklik sürekli bir organizasyon çabası ve sadeleşme gayreti. Özellikle neyi saklayıp neyi atacağım hakkında titizleştim; “lazım olur” deyip sakladığım bir çok bilgiyi atıyorum artık. Kullanmayacağımı düşündüğüm içeriği de siliyorum. Çoğu kendime ait olmayan başkalarından aldığım içerikler bunlar; bu tür içeriğe karşı daha seçiciyim artık.
Ama hepsinden önemlisi daha fazla keyif alıyorum sahip olduğum bilgi ile olan ilişkimden. Hem daha çok üretebilmenin verdiği tatmin, hem de ürettiğim bilginin daha ulaşılabilir olmasıyla ilgili bir keyif bu. Notlarım (henüz istediğim kadar olmasa da) bir ölçüde bağlantılandığı için artık ‘not kutum’ daha anlamlı ve tutarlı. Örneğin bir yazarla ilgili aldığım notu görüntülediğimde onunla ilgili diğer notları birer bağlantı olarak görüntüleyebiliyor olmak hem analitik hem de üretkenlik açıdan faydalı; o yazar, yazdığı bir kitap ya da ürettiği fikirle ilgili bir çıkarım yapmam, bu çıkarımdan fikirsel bir üretim yapmam artık daha mümkün bir senaryo.
Bilgiyi yönetme konusundaki görüşlerimin temelinde ise onu nasıl kullanmak istediğimle ilgili kendimce ürettiğim bir bakış açısı var: Sahip olduğum bilgiyi hayatımdaki önemli değerlerden biri olan ‘Üretkenlik’ mekanizması olarak kullanmayı hayal eden biriyim. Yani bilgiyle bir şeyler üretmeye çalışıyorum: Fikir, yöntem, yaklaşım, çözüm. Bu amaçla kullandığım araçlar arasında (tek olmasa da) en kritiğinin adım adım inşa etmekte olduğum Kişisel Bilgi Yönetimi sistemim olduğunu söyleyebilirim.
Ve belki de en önemli olan şu: Bilgiyi yönetmek için ortaya koyduğum çaba, benim için aynı zamanda bir düşünme ve muhakeme etme yöntemi. Yani sahip olduğum bilgiyi sürekli işlediğim için aslında onun üzerine düşünmüş oluyorum. Zaman zaman geliştiriyor, bazen türetiyor kimi zaman da onu farklı bağlamlarda kullanmanın yollarını da keşfediyorum. Koşturma içinde geçen günlük hayatlarımızda artık pek de yapamadığız şeyler bunlar.
Not alma & not yazma iş akışı (workflow) denemesi
Bu makale [[Kişisel Bilgi Yönetimi]] hakkında yazdığım altıncı makale olacak. İlk beş yazıda sahip olduğum bilgiyi ne anlamda yönetmeyi hayal ettiğimi anlattım ve bu amaçla kullandığım yöntemleri ve araçları anlatmaya çalıştım. Yazarak anlatmanın sınırlarını zorlayan bir konu olduğunu düşündüğüm için birkaç da video çektim.
Bu yazılara aldığım geri bildirimlerden aynı yolda ilerleyen tek kişi olmadığımı fark ettim. Hoşuma gitti bu durum, motivasyonum arttı. Yalnız olmadığını hissetmek iyi geliyor insana. Bu geri bildirimlerin birçoğunda özellikle “araştırma yapma” konusunda örnekler görme talebi geldi.
Bu yazının amacı basite indirgenmiş bir araştırma yapma pratiği paylaşmak olacak. Bunun için seçtiğim örnek son videoda bıraktığım yer olan kitap incelemesinden devam edeceğim. Bilmeyenler için: Sembolik olarak birbiri ile ilgili sadece dört adet notun olduğu basit bir sistem kurmuş, bunları Obsidian’ı kullnarak birbiriyle ilişkilendirmiş ve bu sürecin (yani aldığım notları birbiriyle dijital olarak ilişkilendirmenin) yaratacağı faydadan bahsetmiştim.
Şimdi aynı notlar üzerinden devam ederek bu dört nottan biri olan [[Black Swan|Siyah Kugu]] isimli kitap üzerine bir araştırma yapmayı ve bu sayede bilgi sistemimi geliştirmeyi deneyeceğim. Bu kitap Lübnan asıllı yazar felsefeci [[Nassim Nicholas Taleb]] tarafından yaratılan aynı isimli kavram hakkında. Senaryomuz şöyle: Not almaya Anti-Fragility kavramı hakkında not alarak başladım, içinde geçtiği kitap olan Siyah Kuğu kitabını okudum, özetini çıkardım ve üzerine sahip olduğum bilgi ve aklımda kalan fikirleri toparladım. Şimdi bunları Kişisel Bilgi Yönetimi için kullandığım sisteme, yani Obsidian’a geçireceğim.
Şimdi ben ne elde ettim?
- Araştırdığım bir kavramdan yola çıktım, içinde geçtiği kitabı okudum, özetini çıkardım ve bu özeti kişisel bilgi yönetim sistemimin içine aldım.
- Sistemib bana verdiği teknik imkanları kullanarak kitabın içinde dikkatimi çeken kavramları ayrı birer konu başlığı olarak yarattım ve onlar üzerine de notlar aldım.
- Aldığım notları birbiriyle bağlantılandırdım; yani bundan sonra herhangi bir bağlamda bir konuyu araştırırken bunlardan birine rastladığımda almış olduğum tüm bu notlara birinden diğerine atlayarak erişebileceğim.
Diğer taraftan elde ettiğim bu bilgi topluluğunun içinde henüz farkında olmadığım yeni ve farklı boyutlar da var. Örneğin yazar [[Nassim Nicholas Taleb]]’in kendi mesajlarını destekleyecek şekilde alıntı yapmış olduğu diğer yazarlar, bahsettiği farklı kavramlar da var.
Bunlar benim için yeni notlar ve yeni bağlantılar yapma fırsatı. Buraya dikkat, konu iyice ilginçleşiyor. Nasıl mı? İzleyin:
Kısaca özetlemek gerekirse önceki aşamalarda adım adım yaratıp birbiriyle ilişkilendirdiğimiz notları içerik olarak derinleştirmeye ve onları uygun bağlamlarda (örn: videoaki ‘okuduğum kitaplar’ örneğiyle) listelemek yoluyla daha anlamlı, kolay ulaşılabilen ve dolayısıyla daha kullanılabilir hale getirmeye başladık.
Bilgi öyle ilginç bir varlık ki kullandıkça büyüyor, faydası artıyor.
Bilgi, aynı sevgi gibi
Bu anlamda bilgiyi sevgiye benzetiyorum. Sevgi için açık bir kalp, bilgi için de açık bir zihin gerekiyor; açık bir kalple herkesi ve herşeyi sevebilecek bir insanın açık bir zihin ve biraz emekle ihtiyacı olanı bilmesi işten bile değil.
Diğer taraftan aynı sevgi gibi bilgi de öyle kolay yönetilebilen bir varlık değil. İlgi ve özen istiyor. Çaba istiyor. Ona odaklanmanız gerekiyor. Kendine ait bir bilinci var ve onunla kurduğunuz ilişkinin niteliğine (siz ve o) beraber karar veriyorsunuz. Eğer onu yönetirseniz lehinize, yönetmez ve kontrolsüz birikmesine meyil ederseniz aleyhinize çalışıyor. Kafanızı karman çorman bir yer haline getirebildiği gibi berrak bir ortama da dönüştürebiliyor. Sürekli telaş içinde geçen anlar ya da tam tersi dingin bir ruh hali yaşamanız mümkün. Sevgiye koşulsuz sahip olanda nasıl bir olgunluk hali varsa sahip olduğu bilgiye hakim olanda da benzer bir tavır oluyor.
Kişisel bilgi yönetimi kavramı bizi bilgiyle olan kişisel ilişkimiz üzerinde düşünmeye zorluyor. Onunla ne yapmayı istiyoruz? Onu hayatımızın neresine koyuyoruz? Onunla olmakla onsuz olmak arasındaki fark bizim için önemli mi? Bu soruların yanıtlarını buldukça bilgiyi nasıl kullanmak istediğini keşfediyor insan. Herkese göre farklı hayata geçebilecek bir pratik bu; kişisel değerler, amaçlar ve alışkanlıklarla şekilleniyor.
Ben bu çabanın bütüne kişisel bilgi yönetimi (İngilizce tabiriyle: personal knowledge management) diyor ve onunla sahip olduğumuz ilişkimizi yönetmeyi, ona sahip olmaktan daha fazla önemsiyorum. Bu amaçla çıktığım yolda bir çok değişik yöntem kullandıktan ve özellikle de bağlantılı notlar kavramını keşfettikten sonra bende oluşan görüşleri bu yazı dizisinde paylaşmaya çalıştım. Çektiğim videolarla da kendi iş akışımın bir kısmını paylaşmaya ve fikir vermeye çalıştım. Diğer taraftan bu o kadar kişisel bir konu ki kimilerimiz bu yola hiç girmeyecek, kimilerimiz ise aynı amaçla yola çıkarak farklı araç ve yaklaşımlar benimseyecekler.
Bilgiyi fikir geliştirmekte kullanan biri olarak bu yolculuğun her türünün ve adımının değerli olduğunu düşünüyorum. İstiyorum ki herkes kendi yolundan gitsin, kendi doğrusunu bulsun; yeter ki hayatımızda bilinçli olarak yönetilmiş bilgi olsun.
Sevgi ve saygılarımla.
Yalçın Arsan
11 Ocak 2022