Rocannon'un dünyası - Kitap Özeti
Şöyle bir fikir vereyim: Bu ilk Ursula Le Guin romanı diğerlerine göre daha fantastik ama temelinde daha mütevazi. Bu mütevazilik öyle derin ki, zamanla görkeme dönüşmesi şaşırtıcı değil.
Ursula Le Guin’in 1966'da yazdığı ilk romanı, benim okuduğum dördüncü kitabı. Görkemli diye tanımlayacağım ‘Mülksüzler’ okuması ile başladı bendeki Ursula aşkı. Görkem değil çok farklı tatlar ve her birinde ayrı bir sıcaklık bulduğum üç kitapla devam etti: Sesler, Güçler, Marifetler. Sonra baktım böyle dağınık olmuyor, en başa dönüp kendi yazdığı sırayla okumaya karar verdim. Şöyle bir fikir vereyim: Bu ilk Ursula Le Guin romanı diğerlerine göre daha fantastik ama temelinde daha mütevazi. Bu mütevazilik öyle derin ki, zamanla görkeme dönüşmesi şaşırtıcı değil.
Özet çıkarmak kolay bir iş değil, hele hele çok da “spoyler” vermeden yapmak. Diğer taraftan kendi okumalarımda özellikle de Le Guin romanlarının ilk sayfalarında yaşadığım “ana fikir, karakter ve kavram karmaşasını azaltacak basit özetler olsa keşke” dediğim çok oldu. Özellikle ilk sayfaları çevirirken başvuracağım bir kaynak aradım çoğunlukla. Bulamadım.
O nedenle yazıyorum bu satırları. Amacım hikayeye kolay giriş yapılmasını sağlamak, ama keyif kaçıracak kadar da çok detay da vermemek. Umarım amacıma ulaşır yazdıklarım.
Rocannon’un Dünyası
Bir etnograf (ırkları inceleyen bilim insanı) olan Rocannon’un uzay gemisi, Dünyalar Birliği’ne (League of All Worlds) düşman olan isyancı gezegen Faraday’dan gelen bir başka uzay gemisi tarafından vurulur. (Dünyalar Birliği evrene düzen getirmeye çalıştığını iddia eden ama bu bağlamda bir çok ırka savaş açan bir nevi ‘Birleşmiş Milletler’ benzeri bir yapı.
Beraber seyahat ettiği ekibinin geri kalanı ölen Rocannon indiği gezegende mahsur kalır. Sonsuza dek bu gezegende kısılıp kalacağını düşünen Rocannon bir helikopter görüp düşman ırklardan olan Faraday’ın gezegende gizli bir üsse sahip olabileceğini fark eder. Eğer bulabilirse, hem kendisinin yaşadığı bilgisini hem de düşmanın bu gezegendeki varlığı ve lokasyonunu bildirmek için bu üssü kullanarak kendi Dünyalar Birliği ile iletişim kurmayı planlar.
Rocannon tanıştığı yerlilerle kaynaşır ve bu amaçla küçük bir grup toplayıp düşman üssünü bulmak için yola çıkar. Yol boyunca, bazıları fantazi edebiyatının tipik sakinlerine benzeyen farklı kültürlerin temsilcileriyle karşılaşır; Örn: Feodal toplumun kalede yaşayan lordları; meşhur Elf’lere benzetebileceğimiz Fia’lar ve cüce insanlara benzetebileceğimiz yeraltında yaşayan Kil İnsanları gibi.
Rocannon seyahat boyunca bir yandan zorluklarla uğraşırken diğer taraftan da karşılaştığı türler ve kültürler hakkındaki bilgileri belgelemeye çalışır. Ekip yol boyunca çok sayıda kayıp verir ve bir çok trajedi yaşar.
Kitabın sonunu tam olarak açıklamadan bundan fazlasını ifade etmek zor; ancak hikaye şu sorulara odaklanır: Rocannon düşman üssünü bulabilecek mi? Mahsur kaldığı gezegenden kurtulabilecek mi? Kitabın kritik detaylarını açığa vurmadan şunu söyleyebilirim: Rocannon kendine biçtiği görevden elde ettiği sonuçlar pek beklediği gibi olmaz.
Bir sonraki Ursula romanında görüşene kadar hoşçakalın ;)
Selam ve sevgilerimle
Yalçın Arsan