Otorite’nin dayanılmaz cazibesi
Epeydir düşünüyorum nedir bu otorite’nin cazibesi diye?.. Öfkeyle hükmedene duyulan hayranlığın kaynağı ne olabilir? Düşünmeden şiddet uygulayanın ruh hali, çekinmeden yolsuzluk yapanın özgüveni, utanmadan yalan söyleyenin cesareti otoriteye sahip olmasıyla açıklanabilir mi?
Çok düşünmeye gerek yok: Yanıt evet. Hepsinin nedeni basit bir otorite aşkı. Güce tapan insanların, bu güç çevresinde kurulan sahte dünyayla beslenen platonik otorite aşkı.
Fakat öyle büyük bir bela ki bu otorite, tarif etmek zor: İnsanları yoldan çıkarıyor, olmayanı var gösteriyor, iyi ile kötü arasındaki çizgiyi bulanıklaştırıyor. Sahibine sahte bir güç sağlıyor, çevreye aslında olmayan bir ışık saçıyor. Nefret söylemiyle sahte bir sevgi kazanmaya, tehdit ederek sahip olmadığı saygıyı elde etmeye çalışıyor.
Olmuyor tabi, ama otoriteye sahip olanın sesi o kadar yüksek çıkıyor ki bir süre için oluyor gibi görünüyor.
Ve tehlike sadece etik boyutta değil: Kötü niyetli olanın elindeyse eğer, otorite insanları hoşgörüsüzlüğe, sevgisizliğe ve hatta şiddete yönlendiriyor.
Milgram adlı bilim adamı soğuk savaşın bitmesinin ardından otorite üzerine bir deney yapmış: Deneklere demiş ki: “Şu odadaki kişiler her hata yaptığında ona ceza olarak bir elektrik şoku vereceksin, önce hafif, ikincide daha güçlü, üçüncü defa aynı hatayı yaparsa ölümcül olabilecek kadar güçlü (300 Volt) elektrik şoku.”
Deneklerin yanında bir de yardımcı var, onun görevi deneğe (eğer cezaları uygulama konusunda tereddüt ederse) cezayı uygulama konusunda sözlü talimat aktarmak. Bu kişi dört seviyede uyarıda bulunuyor:
- Lütfen devam edin.
- Deney için devam etmeniz gerekiyor.
- Devam etmeniz kesinlikle çok önemli.
- Başka seçeneğiniz yok, devam etmek zorundasınız.
Deneye başlamadan önce bir de deneklerin ne kadarının 3. ve ölümcül olabilecek elektrik şokunu verecekleri konusunda bir ön tahmin yaptırıyorlar.
Uzmanlar diyor ki %3’ü ancak bulur diyorlar o kadar cani olabilecek insan…
Ne mi oluyor? Şu oluyor: Deneklerin %65’i aldıkları yönlendirme ile ölümcül elektrik şokunu uygulamaktan çekinmiyorlar. Çünkü otorite diyor ki: “Başka seçeneğin yok, devam etmek zorundasın!…”
Deneyin detaylarını merak edenler buyrun buradan okuyun.
İşte böyle bir şey otorite: Normal insanları potansiyel caniye, zaten cani olanları ise diktatöre dönüştüren işte anlamsız ve sahte bir güç.
O yüzden siz sağduyulu vatandaş olarak barışçı amaçlarla gösteri yaptığınızı düşünürken üzerinize delirmiş gibi saldıran polisi yadırgamayın. Eline kılıç alıp sokaktaki insanlara vurmaya çalışanlara şaşırmayın. Asgari ücretin 850 TL olduğu ülkede 700bin dolarlık saatini soran hastane görevlisini işten attıran bakanı ayıplamayın. Devletin imkanlarını kullanarak zengin olan politikacılara kızmayın. Paraları sıfırlama talimatını alan devlet büyükleri akrabalarını eleştirmeyin. Bir vatandaş olarak en doğal hakkı olan “hesap sorma” hakkını kullanana tokat atan başbakana reaksiyon göstermeyin.
Çünkü onlar sadece otoriteyi kullanıyor ya da kullananı takip ediyorlar. Sizden tek farkları aslında sizde olan, ama seçim yoluyla onlara verdiğinizi iddia ettikleri bir güce sahip olmaları: Ellerinde olduğunu size sık sık hatırlatıp öfke ile donatarak aslını gizledikleri otorite.
Zaman zaman siz de dünyanızı ele geçirmiş bir deneyin parçası gibi hissederseniz kendinizi ve otoritenin sahipleri size “devam edin.. devam etmeniz önemli… Başka seçeneğiniz yok, devam etmek zorundasınız!..” diyorsa sakın inanmayın.
Başka seçeneğiniz var: Otoriteyi reddetmek. Kötü bir şey o. Reddedin onu.
Göreceksiniz iyi gelecek.